
Günesin Etrafinda

Kültür Evet,Peki Ya Uygarlık*

Bilindiği gibi ne zaman başımız sıkışsa kültürümüze atıfta bulunuruz.Ne zaman ,özellikle başka çevreler ve ortamlar karşısında yeterince çağcıl olmadığımızdan kendimizi biraz mahçup hissetsek , hemen köklü kültürümüzün torbasını ortaya dökmeye kalkışırız.
Geçmişi çok eskilere uzanan bir kültürümüzün bulunduğu elbette doğru.Bu niteliğiyle , kültürümüzün kökleşmiş olduğuda tartışma götürmez.Peki ama kültür , tek başına yeterlimidir bir yerlere , daha açık deyişle çağcıllık çizgisine varabilmemiz için.
Elbette hayır.Çünkü dünyada zaten kültürsüz toplum yoktur.Her toplum belli bir geçmişi ve bu geçmiş boyunca -şu ya da bu yönde- üretip eyledikleri bulunduğuna göre ,her toplumun kendine göre bir kültürü vardır.Bu bağlamda kültürler arasında örneğin yaş,çeşitli uygulamalar,inançlar ve davranış biçimleri bakımından bazı ayrımlar elbette yapılabilir.Ama genelde kültürsüzlük söz konusunu olmıyacağına göre, kültürlü olmak , tek başına ne bir anahtar, ne de bir çağcıllık belirtisidir.
O halde nedir çağcıllığın göstergesi ve ölçütü ?
Bir kültür ortamının ne ölçüde uygar kullanılabildiği.
Bu açıdan -aralarındaki bağın yoğunluğuna karşın- kültür ve uygarlık kavramları arasında asla gözden kaçırılmaması gereken bir ayrım var.Çünkü uygarlık , bir kültür ortamının vardığı -ya da varamadığı ! - belli bir aşamayı dile getirir.Bu aşama , yani uygarlık , günümüzde " bir toplumun kültürel yaşamında ve belli bir zaman diliminde , bilim ve teknikte belli bir aşamaya varılmış , her alandas kurumlaşmaya gidilmiş,politik yaşamda demokrosi ilkesinin benimsenmiş,temel hakların ve özgürlüklerin sağlam güvenceler altına alınmış olması"
Ve yine günümüzde toplumlar ve devletler , uluslarası alanda ve kuruluşlarda kültürlerinin eskiliğine değil,ama yukarıdaki anlamda ne ölçüde uygarlaşabildiklerine bakılarak değerlendirilir.
Ahmet Cemal
Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor (s132-133)
Mutsuzlugun Zirvesinde Olmak

Mutsuzlugun zirvesinde olmak ancak dip köse temizlik yapmakla gecistirilir.Insan mutsuzlugunun zirvesindeyken siginacak bir omuz arar , ama birden karşına vileda,domestos,cif ve sarı bezler cikar.Onlar bulunduklari yerden `Biz buradayız peki ya sen neredesin` derler . Dayanamazsiniz , kaptigin gibi viledanin sopasini bir hirsla yerleri cift su paspaslamaya baslarsin.
Übungen zu BodenFels Mechanik

Kibarlik Olimpiyatlari

Yalanciktan kibarlik olimpiyatlari diye bir şey olsa ; bizim ülke bayanlar kategorisinde kesin basa oynardi.Kazanmak icin yapmamız gereken tek şey yarismak isteyen adaylari doğru kriterlere göre belirlemek.Eger firsatini bulup olimpiyat komitesinde kendime bir yer bulabilseydim ; yaşı 25 olup da yaptıgı makyaj ile 40 gibi gösteren , boyu 1.50-1.60 arasında degisen , çogunlukla topuklu çizme veya ayakkabi giyen , ufak yüzlü,ince kaşli , göbekli , bol parfüm kokulu ve metrobüste seyahet etmeyi sehvetli bakislariyla bir ayricalik olarak gösteren ablalari secer ve dünyayı dize getirirdim.
Subat 2011
Istanbul
BMG-101
Fırsatım olsa , teknik üniversitelere ek giriş sınavı olarak bu uygulamayi koyardım.Sınavın isminide BMG-101 (Bulaşık Makinasına Giriş-101) yapardim ki , öğrenciler sınav ertesi aralarında tartışırken sinavin uzun ismini söylemekle vakit kaybetmesinler.
Yemek Masası

Kafam karışır çoğu zaman.Yapacağım şeyleri unuturum ve bilmeden önce den hazırladığım pırıl pırıl planları çöpe atarım.Sonra da mutfağa giderim.
Ben oradayken genelde komşularım dan biri jet hızıyla içeri girer.Ses hızıyla yemeğini hazırlar.Ve ışık hızıyla odasına döner.Onların arkasından ağzımda kaşıkla hayran hayran bakarken , aklıma henüz cevaplarını bulamadığım soruların üzerine yenilerinin de eklendiği gelir.
Herkes odasında bir şeyler ile meşgulken , ben nasıl mutfak da oturup sadece yemek yiyebiliyorum ? , Odam da yemeğimi yiyebilecek bir neden niçin yok ? , Yemeğim bittikten sonra tabağımı,çatal ve kaşıkları sudan geçirip bulaşık makinasına yerleştirecek zamanı nasıl bulabiliyorum ? , Masanın ya da ocağının üstünü kirli bırakmışsam , onları temizlemeden ayrılmamamda bir keramet var mı ? , Niye benim komşularım gibi yoğun bir programım yok ? , Düşük yoğunlukta yaşamamın sebebi çok makarna yemem mi ? , O yaş mayayı niye almıştım !!! ...gibi
Odama dönmem biraz zaman alır.Önce,teybe bir Ümit Besen kaseti koyarim ve sonrada bir kez daha her şeyi unutabilmek için çabalarım.
Uzaylılar

Taşınma
Bir zaman hayatımda hiç bir zaman yanımdan ayırmayacağımı düşündüğüm kitaplar vardı.Uyuyamadığım gecelerin birinde elimdeki bu kitaplara tekrar göz attım. Sadece altını çizdiğim denemelerle sınırladım okumamı.Fark ettim ki 3-4 sene önce okuduğum bu kitaplarda ki çoğu şey ben de kendine bir yer edinmiş.Zaten başlangıçta da amacım bu değil miydi ?
Yaşım ilerledikçe daha bir "dude" oluyorum.Önemsemediğim den veya umursamadığım dan değil,sadece her şey çok çabuk değişiyor ve benim bütün bu olanlara ayak uydurmak gibi bir derdim yok.Bence insanın kendin ahlakını yarattıktan sonra hayatta yoluna bildiği gibi devam etmekten başka bir şey yapması gerekmiyor.
Gittikçe eşyalarımın çoğalması canımı sıkmaya başlamıştı.Bir oda , 13m2 bir odaya sığamıyordum artık. Bir çalışma masası , arkasında duran yatak , dolu raflar ve sokaktan alma uyumsuz mobilyalardan oluşmuş bir odada ve bir öğrenci evinde konaklamanın romantikliği kalmamıştı.Bu yüzden bir apartman dairesine taşındım tatil dönüşü . Bu sefer daha büyük 36m2 olan bir odam ve 3 tane de komşum var.
Şu aralar aslında 3-4 ay önce başladığım tasnife devam ediyorum.Artık ihtiyacım olmadığına inandığım şeyleri çöpün kenarına bırakıyorum.Aralarında eski plaklar,önceden okuduğum kitaplar , dergiler ve bazı kıyafetler var.
Bir kaç günü kalmaz bu iş biter.Sonrası için bakalım görelim artık...