Saksilarinda olusan her  kuskuyu   daima  „bir bilenin“  akliyla  cözüp  sonrada her  sey yolundaymis  gibi davranan  insanlarin  olusturdugu  topluluga  „cemaat“ ya da „benim milletim“ denir.

Bölüm 9 - City on Fire



Her zaman oldugu gibi 2 ye kadar calismis ve biyolojik saatimi sabah 6 ya kurmustum.Ben uranusta dinlemeye cekilmisken bir anda neptün tarafindan gelen bir sarsintiyla uyandim.Kendimi toparlamam cok zaman almadi.Ilk önce bir isik gördüm sonra 2 elin bacaklarimi tutmaya calistigini farkettim.Hemen ayaklarimi geriye cekip ters bir parende atarak ondan kurtuldum ve pusuya yatip onu beklemeye basladim.Bu arada cevrede barikat kurmaya yarayan bir sey mi var mi diye bakinsamda hicbir sey bulamadim. Az sonra o el yine geldi ve beni yakalamaya calisti , her defasinda beni karga tulumba tutmaya calisiyor ama ben elinden kurtuluyordum.En sonunda bu cabalarin sonuc vermiyecegini ve direnisin sonsuza kadar devam edecegini anlayinca geri cekildi.En azindan ben öyle zannettim.Sonra o elin geldigi noktadan gelen isik kapandi ve bir anda icerideki hava sikismaya basladi. Ne yapmak istedigi hemen anladim. Iceriye annemin turbolarinin bastigi havanin cok daha fazlasini disaridan emerek ic basinci artirip hacim azalmasi ile beni sike sike disari cikartacakti.Seytanca bir plandi bu ama yinede doktorun zekasina saygi duydum, cünkü eleman fizige yabanci degildi. 

Disari ilk ciktigimda kendimde olmaman normaldi. Icerideki yetersiz oksiyen kanimdaki azot miktarini artirmis ve bu yüzden sarhos gibi olmustum.Güclü bir bünyeye sahip bir komandoydum ben ama, yinede kanimdaki oksiyen oraninin normal seviyeye cikmasi icin biraz zamana ihtiyacim vardi. Hatirliyorum kendime gelmeye calisiyordum ,bir yandan da „sap sap“ diye sesler geliyordu. Az sonra o seslerin benim götümden geldiginin farkina vardim.Tuttum tabi önce kendimi belki keserler bu iskenceyi diye. Fakat bu vatanini milletini herkesten daha cok sevdigini iddaa eden orospu cocuklari kesmediler iskenceyi.Aksine iskencenin siddetine artirdilar ve her defasinda bana daha sert ve daha seri olarak vurmaya devam ettiler. Ben icimden onlara “zulmün artsin“ diye haykirmak istedim, ama henüz dislerim cikmadigi icin sesimi cikaramadim.Bu yüzden fuck parmagimi gösterdim. Aralarindan biri benim her halde ajan,provakatör oldugumu zannetti ve en son öyle bir saplak gecirdi ki, kendimi "anam kemige degdi bu sefer" demekten alamadim. Bu son darbeden sonra  dayanacak gücüm kalmayarak aglamaya basladim. Bu arada aglarken beni gören var mi diye gözlerimi hafifce araladigimda, isgal kuvvetlerinin zafer cilginligi icerisinde olduklarina sahit oldum.Henüz isiga karsi duyarlilik kazanmamis olan göz kapaklarimin yanmasinida bahane ederek birazcik daha fazla zirlamaktan kendimi alamadim. 

 Sonra beni sarip sarmaladilar. Ben daha bu kumas pamuklu mu, polyester mi, tahris etmesin cildimi, sonra  bir de amazondan krem aratmayin bana diye düsünürken karanlik bir odaya daldik.Burasi bebek odasiydi.Burada ben ilk mitingimi yaptim.

Bölüm 8 - Zatōichi

Annemin gitmesi yillardir bekledigim firsati ayagima getirmisti.Eger yanindaki lavuklari saymazsak yalniz sayilirdik.

Sekstantimi yanima aldim, güverteye ciktim ve yildizlara bakarak hemen bir plan yapmaya koyuldum.Hesaplamalarima göre annemin gelmesi 5 saat, tuhafiyeciden aldigim ninjali vistanim ve hurdaci muharrem abiye yaptirdigim mincikamla pederin agzina sicmam 5 dk sürerdi.

 Hazirliklari tamamladim, salon kapisin arkasina yerlestim ve saldirmak icin en uygun zamani beklemeye basladim.Bu arada haliyle bizimkinin  arkadaslari ile olan sohbetine  kulak misafiri oldum.Peder  erken kafayi bulmus ve  yine benden bahsetmeye baslamisti. Icimden "bekle sen bekle  az sonra s..belani senin“diyordum. Ona göre dogumumda bir saibe varmis. Arkadaslarinda biri ona „ sike gibi bir sey“  mi dediler.O da “evet  hatir sikesi gibi bir sey„ dedi. Bizimki anlatmaya basladi . “Bunu cektiler böle gelmedi bi önce, sonra bir daha  cektiler sanki biraz geliyormus gibi oldu ama cikmadi. Sonra tabi cekmeye devam ettiler ama gelmiyor bu. Her defasinda  biraz cikiyor gibi oluyor, sonra firt diye iceri kaciyor .En sonunda bakti doktor olmiyacak bu is, gitti  vantuzla yüklendi  bizim kariya. Anca ondan sonra cikti kerata disari. Neyse  sonra baktik bu seferde aglamiyor,  vuruyorlar götüne ses yok, bir vuruyorlar 2 vuruyorlar  tik yok m..koyyim. Bu arada farkettim bunun eller yumru olmus, tek bir parmak disari cikmis resmen alayimiza hareket cekiyor pezevenk. Dayanamadim lan ben artik, verdim kamerayi hemsirenin tekine, allah ne verdiyse giristim buna. Bunun gözler  önce  bir acildi sonra bir basladi aglamaya ama nasil agliyor sanki haykiriyor, cildiriyor. Ertesi sabaha kadar susmadi.Diger bebekleride uyutmadigi icin  bunu baska bir odaya almislar. Kodugumun`un bas belasi olacagi  dogusundan belliydi"

"Ulan demek son girisen bu o..cocugumus" dedim mincikami sikarak. Arkam dönük oldugu o zaman kimin vurdugunu görememistim bir türlü.


 Ani degisiklikler istegi ve onlari kuvvet zoru ile gerceklestirmek düsüncesi, insanda cogu zaman bir hastalik gibi belirir, daha cok kafasinda güclenir.Yalniz su var ki, bu kafalar iyi düsünemezler.Sonunda bir sonuca varamaz.Cogu zamanda omuzlari üstünde kalmazlar. 

Drina Köprüsü s270 
Ivo Andric


Eger rte´nin annesi ingilizce bilseydi, muhtemelen oglunun ismini Licence to Kill koyardi. Bu arada nihayet Moby Dick´i okudum.

Das Muittin - Harun Kolcak Connection



Bilsem böyle olacagini belki 3 sene önce hic kosmaya baslamazdim.Dün aksam sol kulagimdaki tinnitus arttigi icin, müziksiz kosayim dedim.Hay kosmaz olaydim. Nereden cikti nasil cikti bilmiyorum (belkide endorphinin etkisiyle) ama kostugum sirada bir anda “ gir kanima “ diye mirildanmaya basladim.Bu arada emin degilim ama sanki hafiften kollarimida biraz normalden fazla havaya kaldirmis olabilirim.Ilk anda sarkinin kime ait oldugunu cikartamadim ama eve gelince haliyle söyleyeni buldum. Persil ve Soljenitsin´den sonra bu is daha nereye varacak diyordum ; ebesinin ...a  vardi.

Das Muittin - Soljenitsin Problem

1998 yazinda Candarli plajinda hemen hemen bütün üniversite ögrencileri yüzüklerin efendisini okurken, daha henüz liseye baslamamis bir genc Soljenitsin´den Kanser Kogusu´nu okuyordu.Cok sonralari Tünel Mühendisi olmak icin Teknik Üniversiteyi son senesinde birakip Avusturyaya giden bu artiz bir gün calistigi sirada defterinin kenarina artik bir gelenek haline gelmis „ Kont Adnan“ ismini yazmak yerine sebepsiz yere Soljenitsin yazivermisti. Daha önce yasamis oldugu Persil sikintisini icine Freud kacmiscasina cözen colombo, Soljenitsin konusundada elini cabuk tutmus ve hemen evi arayarak „bana Soljenitsini yollayin “ demisti. Kitaplar geldikten sonra, önce Ivan Denissonivic ´in bir gününü kilerde bio cöpün yaninda okuyan eleman, Gulag Takim Adalarini´da Murinsel´in üzerinde Ayran ve Adnan Senses esliginde tekrar bitirdikten sonra  defterinin kenarina  „Kont Adnan Forever“ yazmaya baslamisti.

Das Muittin - Persil File


Yani prensipte rüyalarimin her zaman Kate Upton veya adini bilmedigim  ( bir sekilde resimlerinden ya da videolarindan  tanidigim ) bayanlar tarafindan dönüsümlü olarak süslenmesini bende istiyorum ; ama yetistigim cevre sartlarini göz önünde bulundurunca, gecenin bir yarisi yataktan " Persil " diye firlamaminda bir sebebi var

That will teach you to give a f*** when it ain't your turn to give a f***

Hep özenmisimdir güzel küfür eden insanlara.Hatta bu yüzden Besiktas maclarini kapalidan izlemisligim vardir.Belki böylelerini rastlar, onlarla ayni atmosferi soluyup gözlem yaparim diye.Gördüm ben böylerini, hemde cogu zaman kiclarinin dibinden ayrilmadan 90 dk maci izlemek yerine onlari izledim.Notlar aldim, karsilastirmali analizler yaptim, cikan sonuclari rujla pecetelere yazip acik pencerelerden sonsuzluga ugurladim.Ama olmadi, bir türlü belli sinirlarin ötesine gecemedim.Aklim daha ilerisine müsade etmedi.Üzüldüm tabi, hatta bir seyi cok isteyip te basaramamanin garip buruklugunu su son dönemdeki „TC“ tartismalarina kadar icimde yasadim. Hayatimda bu aralar yeni bir sayfa acildi.Ne zaman onlardan birisini televizyonda görsem, tarihsellsiciligin sefaletine mahkum olmus acik toplum düsmanlarinin bile anlayabilecegi, özgürlükten ve halklarin kardesliginden yana mozaik seklindeki küfürleri arka arkaya sirayalabiliyorum. Altyapi saglam oldugu icin özgünlügüm haliyle kiskandirici boyutda.

"There is nothing wrong with your television set. Do not attempt to adjust the picture. We are controlling transmission. If we wish to make it louder, we will bring up the volume. If we wish to make it softer, we will tune it to a whisper. We will control the horizontal. We will control the vertical. We can roll the image, make it flutter. We can change the focus to a soft blur or sharpen it to crystal clarity. For the next hour, sit quietly and we will control all that you see and hear. We repeat: there is nothing wrong with your television set. You are about to participate in a great adventure. You are about to experience the awe and mystery which reaches from the inner mind to — The Outer Limits." - fucking beatiful